50 Most Useful Verbs in Turkish

A list of the 50 most common verbs and phrases in Turkish with English translations and examples.

37 words in this list

almak (ahl-mahk) → to take

🗣️ Kitap almak istiyorum. (I want to buy a book.)

istemek (ees-teh-mehk) → to want

🗣️ Bir kahve istiyorum. (I want a coffee.)

görmek istemek (gur-mehk ees-teh-mehk) → to want to see

🗣️ Seni tekrar görmek istiyorum. (I want to see you again.)

anlatmak (ahn-laht-mahk) → to explain/tell

🗣️ Durumu anlatır mısın? (Can you explain the situation?)

hoşlanmak (hohsh-lahn-mahk) → to like

🗣️ Bu yemeği çok hoşlandım. (I really liked this food.)

gelmek (gehl-mehk) → to come

🗣️ Yarın bize gel. (Come to our place tomorrow.)

görmek (gur-mehk) → to see

🗣️ Seni görmek istiyorum. (I want to see you.)

etmek (et-mehk) → to do/make (formal)

🗣️ Lütfen sessiz olunuz. (Please be quiet.)

bilmek (beel-mehk) → to know

🗣️ Bu konuyu biliyor musunuz? (Do you know this topic?)

söylemek (söy-leh-mehk) → to say/tell

🗣️ Bana ne söyledi? (What did he/she tell me?)

görmek istemiyorum (gur-mehk ees-teh-mee-yoh-room) → I don't want to see

🗣️ Onu görmek istemiyorum. (I don't want to see him/her.)

açmak (ahch-mahk) → to open

🗣️ Kapıyı açabilir misin? (Can you open the door?)

okumak (oh-koo-mahk) → to read

🗣️ Kitap okuyorum. (I am reading a book.)

bulmak (bool-mahk) → to find

🗣️ Anahtarımı buldum. (I found my key.)

oturmak (oh-too r-mahk) → to sit

🗣️ Lütfen oturun. (Please, have a seat.)

almak istemek (ahl-mahk ees-teh-mehk) → to want to buy

🗣️ Yarın markete gidip bir şeyler almak istiyorum. (Tomorrow, I want to go to the market and buy something.)

olmak (ohl-mahk) → to be

🗣️ Ben öğrenciyim. (I am a student.)

gelmek üzere (gehl-mehk ew-zeh-reh) → to be on the way

🗣️ O, havaalanına gelmek üzere. (He is on his way to the airport.)

anlamak (ahn-lah-mahk) → to understand

🗣️ Ben Türkçe anlamıyorum. (I don't understand Turkish.)

olmak zorunda (ohl-mahk zor-oon-dah) → to have to be

🗣️ Bugün işte olmak zorundayım. (I have to be at work today.)

yapmak zorunda değilim (yahp-mahk zor-oon-dah deh-eel-eem) → I don't have to do/make

🗣️ Bugün çalışmak zorunda değilim. (I don't have to work today.)

kapatmak (kah-paht-mahk) → to close

🗣️ Pencereyi kapatır mısın? (Can you close the window?)

beklemek (behk-leh-mehk) → to wait

🗣️ Ben seni bekliyorum. (I am waiting for you.)

gitmek (geet-mehk) → to go

🗣️ Yarın İstanbul'a gideceğim. (I will go to Istanbul tomorrow.)

yemek yemek (yeh-mehk yeh-mehk) → to eat

🗣️ Akşam yemeğini yedik. (We ate dinner.)

gitmek (geet-mehk) → to go

🗣️ Sinemaya gitmek istiyorum. (I want to go to the cinema.)

gelip gitmek (gehl-eep geet-mehk) → to come and go

🗣️ Her gün okula gelip gidiyorum. (I come and go to school every day.)

gelmek istemiyorum (gehl-mehk ees-teh-mee-yoh-room) → I don't want to come

🗣️ Partiye gelmek istemiyorum. (I don't want to come to the party.)

yazmak (yahz-mahk) → to write

🗣️ Bir mektup yazacağım. (I will write a letter.)

sevmek (seh-nee seh-vee-yoh-room) → to love

🗣️ Seni seviyorum. (I love you.)

kalkmak (kah-luhk-mahk) → to stand up/get up

🗣️ Lütfen kalkın. (Please, stand up.)

yapmak istemek (yahp-mahk ees-teh-mehk) → to want to do/make

🗣️ Bugün hiçbir şey yapmak istemiyorum. (Today, I don't want to do anything.)

sormak (sohr-mahk) → to ask

🗣️ Sana bir şey sormak istiyorum. (I want to ask you something.)

göstermek (gur-stehr-mehk) → to show

🗣️ Bana gösterebilir misin? (Can you show me?)

gelmek (gehl-mehk) → to come

🗣️ Seni almaya gelirim. (I will come to pick you up.)

içmek (eech-mehk) → to drink

🗣️ Bir bardak su içebilir miyim? (Can I have a glass of water?)

yapmak (yahp-mahk) → to do/make

🗣️ Ödevimi yapacağım. (I will do my homework.)

Learn with glot

You didn't try learning this list of vocabulary yet.

Thanks for visiting and have the bestest day! 👋