Cooking and Kitchen in Turkish

A list of the 30 most common words and phrases related to cooking and kitchen in Turkish.

39 words in this list

tuz (tooz) → salt

🗣️ Yemeğe tuz eklemedin mi? (Did you forget to add salt to the food?)

yumurta (you-moor-tah) → egg

🗣️ Omlet yapmak için iki yumurta kırın. (Break two eggs to make an omelette.)

yoğurt (yoh-oort) → yogurt

🗣️ Yoğurtlu sos yapabilirsin. (You can make yogurt sauce.)

sarımsak (sah-ruhm-sahk) → garlic

🗣️ Sarımsak yemeğin lezzetini artırır. (Garlic enhances the flavor of the dish.)

tava (tah-vah) → pan

🗣️ Yumurtayı tavada pişirebilirsin. (You can cook the egg in the pan.)

buzdolabı (booz-doh-lah-buh) → refrigerator

🗣️ Sütü buzdolabına koydum. (I put the milk in the refrigerator.)

su (soo) → water

🗣️ Su içmek sağlıklıdır. (Drinking water is healthy.)

sıvı yağ (suh-vee yah) → oil

🗣️ Yemeği sıvı yağda pişirebilirsin. (You can cook the food in oil.)

sıvı yağ (sih-vee yah) → vegetable oil

🗣️ Kızartma yapmak için sıvı yağ kullanabilirsin. (You can use vegetable oil for frying.)

su (soo) → water

🗣️ Su kaynatıp makarnayı haşlayabilirsin. (You can boil the pasta by boiling water.)

tavuk (tah-vook) → chicken

🗣️ Tavuklu yemekler seviyorum. (I love dishes with chicken.)

süt (soot) → milk

🗣️ Kahvemi sütsüz içiyorum. (I drink my coffee without milk.)

kek (kehk) → cake

🗣️ Pastanın yanında kek de yapabiliriz. (We can make cake along with the cake.)

kaşık (kah-shuhk) → spoon

🗣️ Çorba için kaşık lazım. (We need a spoon for the soup.)

un (oon) → flour

🗣️ Kek yapmak için un gerekli. (Flour is necessary to make a cake.)

soğan (soh-ahn) → onion

🗣️ Yemeğe soğan doğrayabilirsin. (You can chop onions for the food.)

makarna (mah-kahr-nah) → pasta

🗣️ Makarna sosu hazırladın mı? (Did you prepare the pasta sauce?)

domates (doh-mah-tes) → tomato

🗣️ Salataya domates ekleyebilirsin. (You can add tomatoes to the salad.)

peynir (peh-een-eer) → cheese

🗣️ Kahvaltıda peynir yiyebilirim. (I can eat cheese for breakfast.)

bıçak (bih-chahk) → knife

🗣️ Et kesmek için bıçak kullanabilirsin. (You can use a knife to cut meat.)

tuz (tooz) → salt

🗣️ Yemeğe tuz ekleyebilirsin. (You can add salt to the food.)

şeker (sheh-kehr) → sugar

🗣️ Tatlıya şeker koydun mu? (Did you put sugar in the dessert?)

pirinç (pee-rinch) → rice

🗣️ Yemek yanında pilav yapabilirsin. (You can make rice pilaf with the meal.)

biber (bee-behr) → pepper

🗣️ Yemeğe biber koydun mu? (Did you put pepper in the food?)

hamur (hah-moor) → dough

🗣️ Hamuru yoğurup ekmek yapabilirsin. (You can knead the dough and make bread.)

bardak (bar-dahk) → glass

🗣️ Su için bardak lazım. (We need a glass for water.)

tabak (tah-bahk) → plate

🗣️ Yemeği tabağa koyabilirsin. (You can put the food on the plate.)

baharat (bah-hah-raht) → spice

🗣️ Baharatlar yemeğin lezzetini artırır. (Spices enhance the flavor of the dish.)

yağ (yah) → oil

🗣️ Yemeğe az yağ koymaya çalışıyorum. (I'm trying to use less oil in the food.)

tereyağı (teh-reh-yah-uh) → butter

🗣️ Kahvaltıda tereyağı yerim. (I eat butter for breakfast.)

et (et) → meat

🗣️ Etli yemekler yapmayı seviyorum. (I love making dishes with meat.)

balık (bah-luhk) → fish

🗣️ Balık ızgara yapabiliriz. (We can grill fish.)

çatal (chah-tahl) → fork

🗣️ Yemek için çatal kullanabilirsin. (You can use a fork for eating.)

fırın (fuhr-uhn) → oven

🗣️ Kek fırında pişiyor. (The cake is baking in the oven.)

tezgah (tehz-gah) → counter

🗣️ Tezgahın üzerinde yemek malzemeleri var. (There are cooking ingredients on the counter.)

şeker (sheh-kehr) → sugar

🗣️ Çayı şekersiz içiyorum. (I drink tea without sugar.)

mayonez (mah-yoh-nez) → mayonnaise

🗣️ Patates kızartmasına mayonez ekleyebilirsin. (You can add mayonnaise to the french fries.)

dolap (doh-lahp) → cabinet

🗣️ Tabakları dolaba koyabilirsin. (You can put the plates in the cabinet.)

hardal (hahr-dahl) → mustard

🗣️ Sandviçe hardal sürdüm. (I spread mustard on the sandwich.)

Learn with glot

You didn't try learning this list of vocabulary yet.

Thanks for visiting and have the bestest day! 👋