Food and Dining in Turkish

A list of 30 common words and phrases related to food and dining in Turkish with English translations and examples.

40 words in this list

öğle yemeği (er-le yeh-mek-ee) → lunch

🗣️ Öğle yemeğinde balık yedik. (We had fish for lunch.)

kahvaltı (kah-val-tuh) → breakfast

🗣️ Kahvaltıda yumurta yedim. (I had eggs for breakfast.)

süt (soot) → milk

🗣️ Süt alabilir miyim? (Can I have some milk?)

baharat (ba-ha-rat) → spice

🗣️ Yemeğe baharat ekleyebilirsiniz. (You can add spice to the food.)

sipariş (si-pah-riish) → order

🗣️ Sipariş vermek istiyorum. (I want to place an order.)

fiyat (fee-yat) → price

🗣️ Fiyatları öğrenebilir miyim? (Can I know the prices?)

masa (ma-sa) → table

🗣️ Masa ayırttık. (We reserved a table.)

tuzlu (tuz-lu) → salty

🗣️ Bu yemek biraz tuzlu. (This food is a bit salty.)

yemek (yeh-mek) → food

🗣️ Bugün ne yemek yiyelim? (What should we eat today?)

kahve (kah-veh) → coffee

🗣️ Kahve içer misiniz? (Do you drink coffee?)

tuz (tooz) → salt

🗣️ Yemeğe tuz eklemeyi unuttum. (I forgot to add salt to the food.)

ekmek (ek-mek) → bread

🗣️ Ekmek istiyorum, lütfen. (I want bread, please.)

rezervasyon (re-zer-va-syon) → reservation

🗣️ Rezervasyon yaptırmak istiyorum. (I want to make a reservation.)

servis (ser-vis) → service

🗣️ Servis çok yavaş. (The service is very slow.)

tatlı (tat-li) → sweet

🗣️ Tatlı sevmiyorum. (I don't like sweet things.)

su (soo) → water

🗣️ Bir bardak su lütfen. (One glass of water please.)

akşam yemeği (ak-sham yeh-mek-ee) → dinner

🗣️ Akşam yemeğinde et yedik. (We had meat for dinner.)

garson (gar-son) → waiter

🗣️ Garson, hesabı getirebilir misiniz? (Waiter, can you bring the bill?)

tabak (ta-bak) → plate

🗣️ Tabağı bana verir misiniz? (Can you give me the plate?)

lezzetli (lez-zet-li) → delicious

🗣️ Yemek çok lezzetliydi. (The food was very delicious.)

iyi (i-yi) → good

🗣️ Yemekler burada çok iyi. (The food here is very good.)

yağ (yah) → oil

🗣️ Yemekte az yağ kullanın. (Use less oil in the food.)

peynir (pay-neer) → cheese

🗣️ Kahvaltıda peynir yedim. (I had cheese for breakfast.)

bahşiş (bah-shish) → tip

🗣️ Bahşiş bırakacağım. (I will leave a tip.)

bardak (bar-dak) → glass

🗣️ Bardakları doldurun lütfen. (Please fill the glasses.)

kaşık (ka-shik) → spoon

🗣️ Kaşıkları getirin lütfen. (Please bring the spoons.)

taze (ta-ze) → fresh

🗣️ Taze meyve istiyorum. (I want fresh fruit.)

temizlik (te-miz-lik) → cleanliness

🗣️ Temizlik konusunda daha dikkatli olmalılar. (They should be more careful about cleanliness.)

kötü (ko-tu) → bad

🗣️ Servis çok kötüydü. (The service was very bad.)

ucuz (u-cuz) → cheap

🗣️ Bu yemek çok ucuzdu. (This food was very cheap.)

tatlı (tat-luh) → dessert

🗣️ Tatlı olarak dondurma istiyorum. (I want ice cream for dessert.)

çay (chai) → tea

🗣️ Çay içelim mi? (Shall we have tea?)

şeker (sheh-ker) → sugar

🗣️ Çayı şekersiz içiyorum. (I drink tea without sugar.)

lokanta (lo-kan-ta) → restaurant

🗣️ Akşam yemeği için bir lokanta önerir misiniz? (Can you recommend a restaurant for dinner?)

menü (me-nuu) → menu

🗣️ Menüde ne var? (What's on the menu?)

bıçak (bi-chak) → knife

🗣️ Bıçağı burada bulamıyorum. (I can't find the knife here.)

çatal (cha-tal) → fork

🗣️ Çatalı alabilir miyim? (Can I have a fork?)

acı (a-ci) → spicy

🗣️ Bu yemek çok acı. (This food is very spicy.)

ekşi (ek-shi) → sour

🗣️ Ekşi sos istemiyorum. (I don't want sour sauce.)

pahalı (pa-ha-li) → expensive

🗣️ Bu restoran çok pahalı. (This restaurant is very expensive.)

Learn with glot

You didn't try learning this list of vocabulary yet.

Thanks for visiting and have the bestest day! 👋