Law and Order in Turkish

A list of 30 common words and phrases related to law and order in Turkish with English translations and examples.

37 words in this list

mahkeme (mah-kay-meh) → court

🗣️ Mahkemeye çağrıldım. (I was summoned to court.)

tutuklu (too-too-kloo) → detainee

🗣️ Tutuklu olarak bekliyorum. (I am waiting as a detainee.)

hapis cezası (hah-peess jeh-zah-suh) → imprisonment

🗣️ Hapis cezası aldı. (He received a prison sentence.)

şüpheli (shoo-feh-lee) → suspect

🗣️ Şüpheli gözaltına alındı. (The suspect was taken into custody.)

savunma (sah-voon-mah) → defense

🗣️ Savunma avukatı işe alındı. (A defense lawyer was hired.)

suçlu bulmak (sooch-loo bool-mahk) → find guilty

🗣️ Suçlu bulundu. (He was found guilty.)

suçlu (sooch-loo) → criminal

🗣️ Suçlu mahkum edildi. (The criminal was convicted.)

cinayet (jee-nah-yet) → murder

🗣️ Cinayet işlemek affedilemez bir suçtur. (Committing murder is an unforgivable crime.)

dava (dah-vah) → case

🗣️ Davamız yarın görülecek. (Our case will be heard tomorrow.)

cezaevi (jeh-zah-eh-vee) → prison

🗣️ Cezaevine gönderildi. (He was sent to prison.)

gasp (gahsp) → robbery

🗣️ Gasp suçu işlemek ciddi bir suçtur. (Committing robbery is a serious crime.)

hırsız (huhr-siz) → thief

🗣️ Hırsız yakalandı. (The thief was caught.)

adalet (ah-dah-let) → justice

🗣️ Adalet yerini bulacak. (Justice will prevail.)

gözaltında tutmak (guh-zahl-tin-dah too-too-kmahk) → detain

🗣️ Gözaltında tutuldu. (He was detained.)

suçlamak (sooch-lah-mahk) → accuse

🗣️ Suçlamalar asılsızdır. (The accusations are baseless.)

tutuklu (too-too-kloo) → detainee

🗣️ Tutuklular serbest bırakıldı. (The detainees were released.)

avukat (ah-voo-kaht) → lawyer

🗣️ Avukatım bana yardımcı oldu. (My lawyer helped me.)

gözaltı (guh-zahl-tuh) → custody

🗣️ Gözaltına alındı. (He was taken into custody.)

tutuklama (too-too-kla-mah) → arrest

🗣️ Tutuklama emri verildi. (An arrest warrant was issued.)

suç ortağı (sooch or-tah-uh) → accomplice

🗣️ Suç ortağı bulundu. (An accomplice was found.)

gaspçı (gahsp-chuh) → robber

🗣️ Gaspçılar yakalandı. (The robbers were caught.)

suçsuzluk karinesi (sooch-sooz-look kah-ree-neh-see) → presumption of innocence

🗣️ Suçsuzluk karinesi ilkesine uyuldu. (The principle of presumption of innocence was adhered to.)

ceza (jeh-zah) → punishment

🗣️ Ceza verildi. (Punishment was given.)

suç (sooch) → crime

🗣️ Suç işlemekten kaçının. (Avoid committing crimes.)

tanık (tah-nuhk) → witness

🗣️ Tanık ifadesi alındı. (The witness statement was taken.)

delil (deh-leel) → evidence

🗣️ Deliller ortaya konuldu. (The evidence was presented.)

suçsuzluk (sooch-sooz-look) → innocence

🗣️ Suçsuzluğum kanıtlandı. (My innocence was proven.)

mahkeme (mah-kheh-meh) → court

🗣️ Mahkemeye çıkarıldı. (He was brought to court.)

yargılamak (yahrg-uh-lah-mahk) → judge

🗣️ Mahkeme tarafından yargılandı. (He was judged by the court.)

suç işlemek (sooch eesh-le-mek) → commit a crime

🗣️ Suç işlediği iddia ediliyor. (It is alleged that he committed a crime.)

savcı (sahv-juh) → prosecutor

🗣️ Savcı delilleri inceledi. (The prosecutor examined the evidence.)

hırsızlık (huhr-siz-lik) → theft

🗣️ Hırsızlık suçu işlemek suçtur. (Committing theft is a crime.)

hakim (hah-keem) → judge

🗣️ Hakim kararını açıkladı. (The judge announced his decision.)

suçsuz (sooch-sooz) → innocent

🗣️ Suçsuz olduğumu kanıtlayacağım. (I will prove that I am innocent.)

suçlama (sooch-lah-mah) → accusation

🗣️ Suçlamalar asılsızdır. (The accusations are baseless.)

ceza vermek (jeh-zah vehr-mehk) → punish

🗣️ Ceza verildi. (Punishment was given.)

suçlu (sooch-loo) → guilty

🗣️ Suçlu bulundu. (He was found guilty.)

Learn with glot

You didn't try learning this list of vocabulary yet.

Thanks for visiting and have the bestest day! 👋